Verba Volant Scripta Manent*

Söz uçar yazı kalır.

Tüm hakları saklıdır (c) 2016

Genç Avukatların Kendi Kendilerine Sormaları Gereken Sorular

2019-04-04 16:04:31 tarihinde, Av. Ahmet Erdem Uslaş tarafından yazılmıştır.

Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ndeki ilk yılımdan itibaren Türkiye’de faaliyet gösteren yerli/yabancı büyük hukuk bürolarının isimlerini duymaya başlamıştım. O zamanlar en prestijlisi hiç tartışmasız “White&Case” (o zamanki resmi adıyla Derman Ortak Avukat Bürosu) idi. 3’üncü sınıftan 4’e geçerkenki yaz, adı geçen büroda ben de 1 ay staj yaptım. Mezuniyet sonrasında yasal stajımı yapmak için ilk tercihim de yine aynı büroydu ve fakat inanılmaz bir rekabet söz konusu idi. Türlü sınav ve mülakatlardan sonra, benim de aralarında bulunduğum (yanlış hatırlamıyorsam) son 7 kişiye son bir sınav yaptılar ve sadece iki yasal stajyer aldılar. Ben, o iki kişiden biri değildim. Sene 2006.

Aradan geçen zamanda Türkiye’ye yabancı sermaye girişi arttı ve buna paralel olarak Clifford Chance, Allen&Overy, CMS, Baker&McKenzie, Dentons, Norton Rose Fulbright gibi Batılı bürolar İstanbul hukuk piyasasındaki yerlerini aldılar. Hergüner Bilgen Özeke, Pekin&Pekin, Paksoy, Pekin&Bayar gibi büyük Türk hukuk büroları zaten hep varlardı. Bugün Türkiye’de ve özellikle İstanbul’da, hukuk fakültesini bitiren, İngilizce bilen, özel hukukla uğraşmak isteyen, gözü kulağı açık ve hedefi avukatlık olan 10 gençten en az 9’u yukarıda ismini zikrettiğim bürolardan birinde yasal stajını yapmak ister ki bana göre bu, hiç de kötü bir fikir değildir. Peki ya sonrası? Bu bürolarda bu pırıl pırıl genç hukukçuları nasıl bir kariyer beklemektedir? Benim bu konuda tabii ki bir görüşüm var ve bunu aşağıda ifade edeceğim.

Genç hukukçulara yardımcı olması amacıyla aşağıda birkaç soru soracağım. Yeterli muhakemeye sahip genç meslektaşlarım bu sorulardan hareketle gerekli çıkarımları yapabilirler.

1. Yukarıda adını zikrettiklerim gibi büyük bir hukuk bürosunda çalışan 40 yaş üstü avukatların o bürodaki toplam avukat sayısına oranı nedir?

2. Bu bürolardan herhangi birinde, büronun sahibi olan (“ortağı olan” demiyorum) dışında 50 yaş üstü herhangi bir avukat var mıdır?

3. Avukatlık mesleğini kaç yaşına kadar yapmayı planlıyorsunuz?

4. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 1’inci maddesi sizin için bir şey ifade ediyor mu?

5. Kariyerinizdeki tek hedefiniz para kazanmak mı yoksa para kazanmanın yanında, ilerleyen yıllarda -örneğin- siyaset yapmak, sivil toplum kuruluşlarında aktif görevler almak vb. istekleriniz de var mı?

Bu soruları çoğaltabilirim ama bu kadar yeter. Şunu özellikle belirtmek isterim: Bu yazımda kesinlikle “Büyük bürolar iyi bir kariyer fırsatı sunmaz” fikrini savunmuyorum çünkü “iyi kariyer” tanımı kişiden kişiye göre değişir. Bana göre yani benim hayat görüşüme ve hayattan beklentilerime göre büyük bürolarda beyaz yakalı avukat olarak çalışmak cehennem hayatından farksızdır. Bazı meslektaşlar ise böyle düşünmeyebilir ve o bürolarda pekala çok mutlu olabilirler. Olanları görüyorum ve onlar için seviniyorum. Öte yandan mutlu olmayanları ve salt maddi kaygılarla o hayata tahammül etmek zorunda olanları da çok iyi biliyorum. Sonuç olarak her şey, kişinin yukarıdaki sorulara vereceği ve çoğu sübjektif olan cevaplara bağlı. İnsanın kendini tanıması ve çok geç olmadan doğru şekilde konumlanması gerekiyor. Herkese bol şans dilerim.

 

 

 

Yorumlar

Yorum Ekle

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir